11 Kasım 2021 Perşembe

Başkan Ali Koç, İki Düşünüp Bir Konuşmalı!

Bilgisayarın başına oturur oturmaz, gördük ki sorular toplanmış bizi bekliyor!

Sorulardan biri öne geçmiş, pankart olmuş!


Ne olacak Fenerbahçe’nin bu hali?


Buna “mı” sorusunu ekleyelim:


Ne mi olacak Fenerbahçe’nin bu hali?


Soru yeni biçimiyle, açılan pankarta (!) sorulu bir yanıttır!


Yanıt, gidişin iyi olmadığını anlattığı gibi, “iyi olması” için de bir öneri içerir; bu da sorusuyla  gidişin iyi olmadığına takılıp kalanı rahatlatır!

Soruya, nasıl yanıt verilirse verilsin, sonuçta bir “fatura” kesilecektir!


“Fatura”yı kim, kime keser?


Bunu kestirmek hem kolay hem zor! Çünkü “hedef”teki, kişiden kişiye değişiyor; ayrıca, herkesin “bir bileni, bir böleni” farklı.


*****


Sabır, sabır, sabır…


Kuşkusuz “sabır”ın da bir sınırı var; o sınır sürekli zorlanırsa, bir barajın bütün kapaklarının açılması misali beklemedik bir tepki oluşur. Daha çok da, bugüne kadar “sabır, sabır” diye susanlar gösterir bu tepkiyi.


“Sabır” taştı mı ilkin kimi futbolcular, teknik direktör tepkiden nasibini alır.


Fenerbahçe’de, daha yakın zamana kadar ilginç bir durum vardı. 


Tribünlerin ağzından “istifa” sözcüğü kullanımdan düşmüştü!


Olumsuz gidişte, düne dönersek, sözgelimi Teknik Direktör Ersun Yanal’ın, ikinci gelişinin ilk yılki durumuna tribünlerin bakışı ilginçti.


“Taraftarlar seneye şampiyon olmak istediklerine yönelik tezahüratlar yaptı, neler söyleyeceksiniz?” şeklindeki soruya Ersun Yanal’ın yanıtı da öyle…


“Hiçbirimizin mutlu olmadığı, hepimizin düşünmesi gereken bir sezon. Bundan sonraki süreçte şapkamızı önümüze koyarak yapabileceklerimizi düşünmeli ve önümüzdeki sezonun hazırlıklarına başlamalıyız. Üç maçımız var ve bu üç maçı kazanmak zorundayız.”


Ersun Yanal, neredeyse her ortamda, her konuşmasında taraftara teşekkür etmeyi bir görev sayıyordu:


 “Taraftarlara bu seneki sabırlarından dolayı teşekkür ederim.”


(Demek ki, kümede kalma mücadelesinin verilmesine karşın gösterilen “bu seneki sabır”, geçen “sene”lerde şampiyonluk mücadelesi verilirken gösterilmedi.


O sabrı göstermeyen ve “bu sene” gösteren kesim, “malum” kesim…


Son olarak, 2017-2018 sezonu seçim uğruna harcandı gitti.)


*****


Son Söz:


Fenerbahçe, son 4 maçtır tökezliyor.


Art arda gelen Trabzonspor, Alanyaspor, Konyaspor yenilgilerinde sonra 2-0 geriden gelip uzatmanın uzatmasına 2-2 bitirilen Kayserispor maçı…


Özellikle Kayserispor maçı taraftarı çileden çıkardı; çoktandır alışık olunmayan bir “istifa” tepkisi yükseldi.


Konuşması gerekenler konuşmadı. Oysa en olumsuz durumlarda bile bir “çıkış” yolu bulunur.


Kargaşadan, bunalımdan çıkmanın yolu önce birliktelikten, “iç barış”tan geçer. İçeride “düşman” yaratarak, sorunlar çözülmez; birlikteliğin kapıları kapatılır sadece.


İyi de “iç barış”ı bozanlar varsa, bunlara ne demeli?


Söz konusu Fenerbahçe olunca, “Kimler?” sorusuna yanıt aranırken, Ali Bey’in kendisini destekleyenlere yönelik söyledikleri her şeyin önüne geçer:


“…. seçimlerde bana oy vermiş olan, ‘nasıl olsa Aziz Yıldırım’ı deviremeyiz ama Ali Koç’u deviririz’ zihniyetiyle destek olmuş, ‘hele şu ilk 6 hafta geçsin de biraz başarısız olduklarında gaza basarız, tribünleri etkileriz’ diye plan yapanlar ve kulis kovalayanlara bir mesajım var.  (…) Kendi adıma değil de camiam adına, Fenerbahçelilik adına bir mesajım var. Artık ayağınızı denk alın. Kim olduğunuzu biliyoruz. Ne yapmaya çalıştığınızı biliyoruz. Kimlerle aşık attığınızı da biliyoruz. Neye uğrayacağınıza şaşırırsınız. Ayağınızı denk alın.” (YDK Temmuz Ayı Olağan Toplantısı, 27. 07. 2019)


Bugün Ali Bey neler diyecek?


Merak edenler kadar merak etmeyenler de var.


“Manzara-i umumiye” bunu gösteriyor.


Bu kadar kelamdan sonra biz ne diyelim?


Son Söz:


Başkan Ali Koç, içe karşı hoşgörüyü elden bırakmamalı; iki düşünüp bir konuşmalı, bir düşünüp iki konuşmamalı.


2 yorum: