1 Eylül 2021 Çarşamba

Başarıya Miras Diye Konmak, Başarısızlığı Başkasına Yüklemek…

 Dün neydi, bugün ne?

Gelişmeler, beklenmedik olaylar, kişileri bir yerden alır, bir başka yere götürür.

Havaya, rüzgârın yönüne göre davranma sonucu, ses ve görüntü değişir.

Ziya Paşa gelir akla:

“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz"

Öyleyse?

Tutarlılık, "söz" ile "eylem" arasındaki uygunluğa bağlıdır.

Eylem yoksa, hoşa giden, coşku veren söz söyleyen kişinin arkasında duranlar, güncelin rüzgârına kendisini kaptıranlardır. Onların varlığı, güzel söz söyleyene güncel güç verir. Sonrasında, sorgulama gücünü yitirmiş olma, çelişkileri görmeyi engeller.

*****

Kişilerin bir “bamteli” vardı; ona basmaya gelmez

İlgili ilgisiz yerlerden övgü alan, en hafif eleştiri karşısında köpürürse, “güven bunalımı”nı kendisi yaratmış olur. Şu ya da bu nedenle yanında buldukları da, ondan kurtulma yollarını aramaya başlarlar.

“Küçük”lerden kurtulmak, onları harcamak kolaydır; “sorun” yaratan, “büyük”lerdir.

Son nokta konulduğunda, “hak etti” denecek ortam beklenir.

Güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyecek, her ortama uyacak “genel” saptamaları örneklemek çok kolay.

Sağına soluna bakanın, sokağa çıktığında göreceği; kendisine uzak mı uzak olanları ekranlardan evine konuk edenlerin örneği kendine özgüdür.

Benim/ sizin, çok uydu dediğimize, bir başkası toz kondurmayabilir. Ama o saptamalar, kendiliğinden gider “adam”ını bulur.

Son Söz:

Başarıya miras diyen konan, başarısızlığı başkalarına yükleyenler, “egosu” yüksek, “yeteneği” sınırlı olanlardır.


*Bu yazı, 27 Haziran 2016’da milliyet.com.tr ve Milliyet Blog’da yayımlandı. İlkinde yok.


(Eski yazıları gözden geçirirken bir yana ayırdığım yazılardana biri de bu oldu. Hangi olayla, kimle ilgili yazdım, şimdi anımsamıyorum. Ama hangi olayla, kimle ilgili yazılırsa yazılsın, düne uydu, bugüne de uyar, yarınlara da uyacaktır.

Yani?

Güncel…)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder