Varsa yoksa Fenerbahçe, Teknik Direktör Pereira…
Sağda solda Pereira’nın yerine önerilen, düşünülen adaylardan söz ediliyor. Açıktan açığa, “Fenerbahçe, Francesco Farioli ile görüşmek için Fatih Karagümrük’ten izin aldı.” diyen de var.
Bu olağan ya da ciddiye alınmayacak bir paylaşım sayılmalı ki tepkisiz kalıyor!
Ama bir “ceride”de, Başkan Ali Koç’la ilgili attıkları eleştirel twitler nedeniyle 200 kongre üyesinden kimilerinin disipline, kimilerinin de kişisel haklara saldırı suçlamalarıyla savcılığa verildiği haberi yer alıyor.
Pereira’yla ilgili yazılan, söylenenlere susan yönetim, buna anında “tekzip” yayımlıyor.
İlkine susmak, ikincisine “yalan” demek, ister istemez, teknik direktör arayışlarının doğruluğunu kafalara yerleştiriyor. Bunu da, Ali Bey’in, Galatasaray maçından önce, 11 Kasım’da FBTV’de Pereira konusunda şu söyledikleri kanıtlar gibi:
“Hocamızın arkasından iş çevirip, başka hocalarla görüşmüyor(uz)! Gazetede yazanların hepsi hurafe. Hoca değişikliğine gitmemiz söz konusu olursa da ilk, hocamız bundan bilgi sahibi olur.”
Demek oluyor ki:
Pereira’ya “seni göndereceğiz, yerine de adam arıyoruz” diye bilgi veriliyor!
*****
Fenerbahçe, şampiyon olur mu?
Bunu hesap kitap işi “kuvvetli” olanlar yapsın; bize düşen, söylenenlerden, karşılaştırmalardan neden-sonuç ilişkisi kurarak bir yargıya varmak.
Ali Koç’un, Fenerbahçe Kulübü Başkanı olarak ilk seçildiğinde ne dediğine bakalım:
"Size şampiyonluk sözü veremem. Ama size övünçle, gururla sokakta gezeceğiniz bir Fenerbahçe sözünü veriyorum."
İlk cümle olumsuz, ama olumlu olan ikinci cümle, ilk cümleyi de olumlu yapıyor. Çünkü “övünçle, gururla sokakta gezeceğiniz bir Fenerbahçe sözü” vermenin asıl adı, şampiyonluktur.
Yani?
Ali Koç, “veremem” dediği sözü, dolaylı yoldan veriyor. Yoksa niye Fenerbahçelilere sokaklarda “övünçle, gururla gezeceği” sözü versin?
Ali Bey, haydi, açıkça şampiyonluk sözü vermemişti, diyelim!
Fenerbahçe tarihinde görülmemiş bir oy farkıyla seçilen Ali Bey’den beklenen şampiyonluk değil miydi?
Ali Bey’in yapması gereken neydi?
Şampiyonluğu sağlayacak koşulları hazırlamak, ona göre kadro kurmaktı.
Gel gör ki, eldeki değerler bir bir elden çıkarıldı, takım yenilerle dolduruldu. Gelen gideni arattı; 4 sezondur, “git gel”lerle geldiğimiz yer, şu an umut vermiyor.
“Tepe”deki rakip, bugün de yol aldı; yenilgisiz yola devam ediyor.
******
Sona Doğru…
Pererira’yla ilgili “gitti gidiyor” havası futbolcuları nasıl etkiler?
Sorunun yanıtı, Süleyman Demirel’in o ünlü deyişiyle “türlü çeşitli”…
Bir yanda Pereira’ya bağlı olan, öbür yanda “gitse bana önem verilir, yer açılır” havasında olanlar, kuşkusuz vardır. Bu da sonuçta, takımda disiplinsizlik yaratır.
İnsanın doğasında, sisli ya da sonucu belli durumlarda, bir gevşeme, pusuya yatma, uyulması gereken kurallarda bir aşınma eğilimi vardır.
Toparlanmak, “ebedi dost, ezeli rakip”lerle arayı açmak için, Rizespor maçından 3 puan almak zorunlu… Bu ayrıca, “tepe”dekiyle 12 puan farkının açılmasını da önleyecektir.
Görülen o ki kimi teknik direktörler için ömür uzatan, ömür kısaltan maçlar sırada…
Fenerbahçe’ye gelince….
Son Söz:
Rizespor maçı, Pereira’nın teknik direktörlük ömrünü uzatacak gibi gözüküyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder