11 Temmuz 2018 Çarşamba

Azrail’e Yakalanmak, Metris’te Erken Rezervasyon!

(Bu yazı, 11 Temmuz 2011'de Milliyet Blog'da yayımlandı.)

Ülkemin insanı, ister sıradanı ister güçlü tanınanı olsun, akla uymayan öyle “söz”ler söyler, öyle “davranış”larda bulunurlar ki, “Vay be!” dersiniz. Bu, bir şaşkınlığın, “Bu kadar da olmaz, pes!” demenin ifadesidir.
Bazen “akla yatma”yan, söz konusu olan kişilerle ilgili değil de, onlara yapılanlardır.
Gazetelere bakınca neler görürüz neler!

Son günlerde, sizi bilmem ya, benim ilgimi çeken iki “haber”den söz edeceğim. Bunların içeriklerine bakarak birer de başlık koymayı uygun buldum.

Azrail’e Yakalanmak!
Önce, bir "haber"den alıntı:
“Madımak Oteli’nde 33 aydının yakılarak katledilmesi olayının azmettiricisi, 18 yıldır aranan firari sanık Cafer Erçakmak’ın yaşamını yitirdiği ve gizlice defnedildiği bildirildi.”
Oysa Cafer Erçakmak’ın Fransa’ya kaçtığı söyleniyordu. Haberin devamından anlıyoruz ki, Sivas Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü kayıtlarına göre de Sivas'ta toprağa verilmiş.

Cafer Erçakmak'la ilgili habere bakalım:

“Erçakmak’ın Sivas’ta 50. Yıl Sitesi’nde içeriden birbirine geçilebilecek şekilde dizayn edilerek birleştirilmiş 4 daireden oluşan bir evde akrabalarıyla beraber yaşadığı öğrenildi. Bazı sivil toplum örgütlerinin ve kişilerin de Erçakmak’ın burada yaşadığına dair ihbarda bulunduğu, fakat bu ihbarların hiçbirinin değerlendirilmediği öne sürüldü. Erçakmak’ın üzerine kayıtlı iki de arabasının bulunduğu ve bunları ölümünden önce vekaletle sattığı belirtildi.”

Cafer Erçakmak, polise yakalanmadan Sivas’ta yaşamış.

Cumhuriyet’in (*) yazdığına göre, Sivas Emniyet Müdürlüğü’nün Mart 2011’de mahkemeye gönderdiği yazıdan polisin Cafer Erçakmak’ın peşinde olduğu, ama Erçekmak’ı yakalayamadığı anlaşılıyor.

Görülüyor ki, polisin yakalayamadığı Cafer Erçakmak’ı Azrail yakalamış!


Metris’te Erken Rezervasyon!
"Şike” iddiaları“futbolda deprem” yarattı!

Medya, “iş”i sadece Fenerbahçe’ye, Aziz Yıldırım’a ihale etmeye soyundu; kamuoyunda öyle bir algı oluşturulmaya çalışıldı.

Aziz Yıldırım, bir pazar gözaltına alında, öbür pazar tutuklanarak Metris’e gönderildi.

Bir pazardan öbür pazara, emniyet- hastane, adliye-hastane arasında gidip geldi.

Aziz Yıldırım’la ilgili çok şey yazıldı.

Aziz Yıldırım’ın ifadesi diye basına yansıyanlardan en ilginç olanı şuydu:

“İSTANBUL Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü Laboratuvarında ait şahsımla ilgili yapılan laboratuvar test sonuçlarına ilişkin belgeleri sunuyorum. Sunduğum belgeden de görüleceği gibi hasta adı olarak benim adım yani Aziz Yıldırım yazılıdır. Bunun karşı tarafında ise Metris 1 ve 2 nolu Kapalı Cezaevi İnfaz Kurumu olarak adresim (...) yazılıdır.

Bu test sonucunu biz savcılığa sevkim yapılmadan önce polis tarafından anjiyo yapılmak maksadıyla hastaneye gittiğim sırada düzenlenmiş bir rapor olarak aldık. Dikkat edileceği gibi daha savcılığa sevk edilmeden suçlu bulunup adresimde kapalı cezaevi olarak gösterilmektedir.” (
**)

Aziz Yıldırım’ın ifadesinden ne anlıyoruz?
Aziz Yıldırım, daha savcılığa sevk edilmeden Metris’te yeri ayırtılmış.
Yani?
Erken rezervasyon!
------------------
(*) http://cumhuriyet.com.tr/?hn=260418

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder