2 Haziran 2018 Cumartesi

“Oy”u Olan “Oy”u, Olmayan Çenesiyle Konuşur!

Bana da soruyorlar:
Ali Koç mu, Aziz Yıldırım mı?

Fenerbahçe- Beşiktaş maçı oynandığı gün, 23 Eylül 2017’de Van’da düğündeydim. Bizim taraftan, Ankara’dan gelen Fenerbahçe kongre üyesi bir işadamıyla tanıştım. Söyleşi sırasında şu soruyu sordu:

“Aziz Yıldırım’la Ali Koç, başkanlık için yarışırsa ne düşünürsünüz?”

Yanıt mı?

İkisi de benim için birer değerdir. İkisinin yarışıyor olmasına üzülürüm. Aziz Yıldırım, zaten Ali Koç’u işaret etmişti. Yargıtay’tan karar çıktığı gün, başkanlığı bırakacağını söylemişti.

Soruyu geri gönderdim, aldığım yanıt ise şu:

“Ali Koç’u geleceğin başkanı olarak görüyorum, ama Aziz Yıldırım’a vefa borcumuz var. Onun için oyumu Aziz Yıldırım’a vereceğim.”


*****

Ali Koç mu, Aziz Yıldırım mı?

Soru daha bitmeden yanıtlayacak çok kişi bulunur. Yanıtlayanın "oy"u vardır, çenesi kuvvetlidir ya da tercihini bildirmek zorundaymış gibi hemen atılır. 

"Oy"u olan konuşsun, çünkü başkanı sokak/ tribünler değil, üyeler seçiyor demeyi yeğledik hep. 

Sokakta/ tribünlerde üye yok mu gibisinden bir soruyla muhatap olunur, ama adayların ardında her koşan, onların bulunduğu ortamlarda her bulunanın eli sandığa gitmez.

Oysa yanıt bizden isteniyor; yukarıda verdiğimiz yanıt, “kaçamak” sayılabilir.

"Oy"umuz yok, ama diyeceklerimiz var/dı; onları da çok önceleri yeri geldiğinde söyledik durduk.

Sözgelimi, 24 Ekim 2015 tarihli ve “Nereye Böyle Aziz Bey, Aklanmakla İş Bitmiyor?” başlıklı yazımızdan iki alıntı:

Aziz Yıldırım, yargılamanın nasıl bir “kılıf”la yürütüldüğünü, neyi “hedeflediğini” her fırsatta yineledi durdu:
“Bu, şike değil, siyasi bir davadır.”
Ve Aziz Yıldırım, bir söz verdi:
“Mahkeme, nasıl bir karar verirse versin, başkanlığı bırakacağım.”
Ve “mahkeme lehimize olursa” koşuluna bağlı olarak, “Başkan olayım olmayayım, sağ olduğum müddetçe mücadele edeceğim.” dedi.
Nasıl, kimlerle mücadele?
“... federasyonla, federasyon başkanlarıyla, söz verenlerle, UEFA’yla , CAS’la, Disiplin Kurulu'yla, Tahkim Kurulları’yla, ispiyoncularla...”
“Başkanlığı bıraktıktan sonra daha rahat hareket edeceğini” de vurguladı.
İyi güzel, hoş da, daha iş bitmedi ki...
Bunun Yargıtay’ı da var.
(Önceki Yargıtay, yangından mal kaçırır gibi, ÖYM’den giden kararı hemen onamıştı. Oysa, köprülerin altından çok sular aktı, ÖYM’ler eliyle kurulan bütün “kumpas”lar çöktü.)

O sıkıntılı günlerde akıl hocalığına soyunanlar vardı:
“Başkanlığı bırakmadığın için bunlar başına geliyor.”
“Fenerbahçe’yi düşünüyorsan, bırak başkanlığı, özgür ol!.”
Bu kez de, “Sözünde dur, bırak başkanlığı” diyeceklerdir, diyorlar da...
“Diyene bak sen” deyip, gülüp geçmek en iyisi...
Daha yapacak çok iş var.
O “işler”i başkan olarak yapmak başka, üye olarak yapmak başka... O kadar bekledikten, sabrettikten, acı çektikten sonra, öyle, “Buraya kadar, ben gidiyorum” demek, kaçmak olur!
Kongre göndermedikten sonra, işler bitene kadar, iş başında...
O zaman ne demeli?
Nereye böyle Aziz Bey, aklanmakla iş bitmiyor; yapacak daha çok işin var?

*****

Ali Koç mu, Aziz Yıldırım mı?

“Oy”u olan “oy”u ile, olmayan çenesiyle konuşur.

Bizim “oy”umuz yok, çenemiz de çenesiyle konuşanlardan farklı.

Ama görüyoruz ki "oy"u olmayanların yanında, çenesi düşük ve hele ağzı bozuklar, konuşmada başı çekiyorlar. Kimileri adaylardan birine oy vereni kahraman, öbürünü hain ilan ediyor.

Ya adaylar?

Söyleyeceklerini söylediler. Bakalım, kongrede farklı ne söyleyecekler?

Daha listelerini açıklamadılar.

Üyelerin Ülker Stadı’na kararlı gideceklerini varsayabiliriz. 

Seçimin statta olması, bakarsınız, üyeleri maç havasına sokabilir.

*****

Ali Koç mu, Aziz Yıldırım mı?

Pazar günü  statta yanıt bulacak soru şu:

TAMAM mı DEVAM mı?

Aziz Yıldırım'ın üyelerden isteği:

Bana bir dönem daha süre verin.

Niye?

Yargıtay’dan çıkacak olumlu kararla 3 Temmuz’un hesabını ancak ben sorar, o defteri Fenerbahçe’ye lehine ben kapatırım.

Ali Koç'un üyelere (ya da taraftarlara) dediği:

Kaybedersem, bir sonraki seçimde aday olmam.

*****

Sona Doğru…

Sosyal medyada çene yarışı bitiyor; ama hariçten gazel okumalar, sürüp gideceğe benziyor.

Söz Fenerbahçe kongre üyelerinde…

Bize düşen ise, seçimin Fenerbahçe’ye hayırlı olması dileğiyle dedikten sonra…

Son söz:

Önce yargıda şampiyonluğa ulaşılacağı;  3 Temmuz, 4 Nisan ve 12 Mayıs’ın hesabının sorulacağı umudu ve inancını yarınlara taşırken, Fenerbahçe’yi açıktan/ gizliden  çökertme hevesinde olanların boş durmayacağını söyleyebiliriz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder